15 Nisan 2017 Cumartesi

Tekel direnişiyle dayanışma...











16/02/2010

Sabah Harem'den hareket ediyoruz. Tekel işçilerinin yanına gitme heyecanımız Harem'de doruk noktasındayken yolculuk uzadıkça sönmeye başlıyor, bir an önce varmak istiyoruz. 

Sakarya Caddesi'ne geldiğimizde çadırları görüyoruz. İlk önce Bitlis çadırında soluklandık, sobanın etrafında çekingen çekingen oturuyorduk, 50'sinde bir kadın geldi, Sincan'da yaşıyormuş. Kadın işçileri arıyordu, kadınları eve götürüp ihtiyaçlarını karşılamak istiyormuş, çadırda sıra sıra yatakların üstünde oturan erkeklerin ellerini sıktı, yanlarında olduğunu söyledi. 50 yaşında kendi halindeki bu kadının naifliği beni ilk etkileyenlerden oldu. Bitlis çadırı durgundu, sadece sobanın etrafında bir muhabbet dönüyordu, durgunluğu biz umutsuzluk olarak yorumladık, canımız sıkıldı.


Çadırdan Muhabbetler

Çadırdan Kareler

Yan tarafta İstanbul çadırı vardı, içeri girdiğimizde herkes yerde oturmuştu. Biz girince çadır hareketlendi biraz, muhabbet başladı. Dindar bir abi, muhabbet esnasında "beş vakit komünistim Elhamdülillah" diyerek kendinin son düşünsel gelişimini belirtiyordu. İki tane kadın işçi geldi, gelince çadır biraz canlandı. Kürtçe türkü söylemeye başlayınca çadır birden dolup taştı; gelip istekte bulunanlar, destek olduğunu belirtenler oldu, Çadırda bir hareketlilik. Kısa bir süre içinde fark ettim ki Ankara'nın günlük yaşam telaşındaki birçok insan bile, bu sokağa paralel birçok sokak olmasına rağmen yolunu, bu sokaktan geçiyor olması, çadırların içine şöyle bir göz atıyor olması, Ankara'daki bürokratik havanın kırıldığını gösteriyor. Çadıra bir adam geliyor, elinde bir kutu Arko krem, İzmir şubeden gönderildiğini söylüyor, kremin paylaşılması ilginç geliyor bana...

İstanbul çadırından kalkıp Diyarbakır çadırına gidiyoruz. Diyarbakır çadırının sadece üstü kapalı, önü ve yanları açık, halkla iletişimin kopmaması, halkın rahatça girip oturması için böyle yapılmış sanırım. 


Diyarbakır Çadırına Girişten

Bir grup genç kestane getirmiş, Tekel işçileriyle birlikte yeriz düşüncesiyle. Açık çadırın ortasındaki sobanın üzerine kestaneler dizilmiş. 


Kestane ve Muhabbet

Muhabbet ediyoruz, bu arada meşaleli yürüyüş ve basın açıklaması için anons yapılıyor. Biz de Diyarbakır çadırında yapılan sohbeti yarıda bırakıp meşaleli yürüyüşe katılıyoruz. Sakarya Caddesi'nde yürüyüş ve ardından basın açıklaması yapılıyor.


Sakarya Caddesi'nde Yürüyüş

Yürüyüşte Kadın İşçiler Ön Saflarda

Basın Açıklaması

Tarhana çorbası ve ekmek dağıtıyorlar sokakta, herkes sırada. Biz de sıraya giriyoruz.


Sokakta Yemek Sırası

Yemek sonrası Bitlis çadırına dönüyoruz, sobanın etrafında ısınırken dışarıdan müzik sesleri geliyor. Müzik sesini takip edince ve çadırın dışına taşmış kalabalığı görünce Batman Kozluk çadırına yöneliyoruz. Tıka basa insan dolu, bir grup ayakta bir grup yere oturmuş, bir abi def çalıyor, türküler, oyunlar... Muşlu Tuncay Abi var ortaya şenlendiren.  Def çalanların yanına oturanlar sanki hepsi dengbej. Klamlar söyleniyor, karşılıklı atışmalar şeklinde, gülüyoruz, alkışlıyoruz. Türkçe, Kürtçe şarkılar arka arkaya sıralanıyor. 


Batman Kozluk Çadırı, Defle Kürtçe Müzik

Muşlu Tuncay Abi, Ortamın Canı

Kadın, Erkek Omuz Omuza Müzikle Direnişte

Çadırdan çıkıp diğer çadırlar arasında dolaşıyorum, başka bir çadıra giriyorum. Orada da keman ve darbuka eşliğinde türküler söyleniyor Bu çadır da kalabalık, keman ve darbuka nereden gelmiştir ki? Herhalde destek için gelenler getirmiş. 


Kemanlı, Darbukalı Dayanışma

Yan tarafta İstanbul çadırı var, oradan gelen Roman müziklerini ve Roman havasını koklamaya gidiyoruz. İşçiler, Roman havası ile direnişlerine devam ediyorlar. Ben de onlarla oynamamak için zor tutuyorum kendimi. Sonra Zeybek havasına geçiyorlar. Sonra Kürtçe şarkılarla halaya duruyorlar Batman Kozluk çadırının abisi de oyuncuları ile sokağa çıkmış. Gece geç saate kadar İstanbul çadırında oturuyoruz, halaylar çekiyoruz. 


Roman Havasıyla Direniş

Zeybek İle Direniş

Her Yöreden Halk Oyunları İle Zenginleşen Direniş Gecesi

Halkların Danslarla Kardeşlik Gösterisini İzleyenler

Afsad'ın Direniş Alanına Dayanışma Katkısı, Önünde Fotoğrafımız

Gece soğuk, Bitlis çadırına geliyoruz, herkes yan yana yatmış, yatakta bile slogan atıyorlar. Biz de yorgunluktan ve soğuktan oturarak uyumaya çalışıyoruz. 


İşçiler, Uykuda

Ama olmuyor, bir eve gidip 4 saat uyuyup tekrar çadırın olduğu sokağa geliyoruz. Çadır içlerinde sobalar yıkılmaya çalışılıyor, her yanı duman almış, çadırlar beyaz duman altında. 


Sokağı Saran Soba Dumanı

Bazı çadırlarda kahvaltı yapılmaya başlanmış. Diyarbakır çadırına gidiyoruz illaki bizi kahvaltıya davet ediyorlar sadece çay içiyoruz ve muhabbet devam ediyor. İstanbul çadırına geçiyoruz,  onlar da kahvaltıda, uzun süre muhabbet ediyoruz.


Kahvaltı İçin Ekmek Dağıtılıyor

Çadırlarda Kahvaltı

Direnişte Yeni Bir Gün

Bismil çadırına gidiyorum, Bismil'de öğretmenlik yaptığım yıllardan öğrencilerimin velileriyle karşılaşıyorum. Direniş konusunda bir hayli inançlılar, radikaller. 


Bismil Çadırının Girişi

Çadırların içindeki yazılar, çizimler umut doluydu. 


Mardin Çadırı


Gerçeğin İçinden Kara Kalem Çizimi

Kara Kalem İle Direnişin Anlatımı

Anadolu'nun Güzel Halkları ve Halkların Temsil Ettiği Duygularla Direnişin Anlatımı

Anadolu Direnişin Yumruğu Olmuş

Surlar, Tekel Direnişinde De Direniyor

Öğleden sonra İstanbul'a yola çıkıyoruz.


Yeryüzünün Yüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Kadar Direniş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Digital Photo Exhibition

Join Our Donation Campaign! Dear colleagues and students, We're excited to announce our latest initiative to support the Defne Women...