1 Kasım 2019
Alexandria/Virginia/ABD
Cadılar Bayramı (Halloween) dekorasyonları, yaşadığım Maryland'ın Olney bölgesinde aylar öncesinden evlerin etrafını süslemeye başlayınca ben de Halloween dekorasyonlarını daha derli toplu göreceğim bir kent merkezine gitmek istedim.
|
Evlerin önü, ürkütücü anlatılarla dolu |
|
Maryland'da bisiklet ile gezerken gördüğüm dekorasyonlar |
|
Kabağın hasat zamanı olunca kabak da dekorasyonlarda fazlaca kullanılıyor |
Maryland'ın yaşadığım bölgesinde evler müstakil, bahçeli ve oldukça dağınık. Bisikletle ya markete ya da kütüphaneye giderken denk geldiğim dekorasyonlar oldukça sıra dışı ve ürkütücü. Tabi Amerika'da fotoğraf makineni birine veya birinin evine doğrultmak çok normal karşılanan bir şey değil. Herkesin sınırları çok keskin bir şekilde çizilmiş. O sınırları ihlal edemiyorsun. Ben de bu fotoğrafları çekerken oldukça tedirginim aslında.
|
Örümcek ve ağlar da sık kullanılan temalardan |
|
Ağaçlara asılmış iskeletler
|
|
Yavaştan ayağa kalkan bir iskelet |
Amerika da Hristiyanlık geleneğinin bir parçası olan karnavalların yapıldığı önemli ülkelerden biri. Dolayısıyla da karnaval kültürüne ait kostüm, dekorasyon, dans ve müzik, kültürlerinde de etkili. Dekorasyonlarıyla meşhur, küçük bir kent merkezi olan Alexandria'yı önemli günlerde görme önerisini alınca Washington DC'den metro ile oldukça kolay bir şekilde küçük kent merkezine vardım.
Alexandria, Virginia eyaletinde, Potomac Nehri kıyısında tuğla yapılardan kurulmuş küçük, tarihi bir kent. Kentin nehir kıyısında kurulduğunu bildiğim için yönümü, nehrin esintisinin geldiği yöne çeviriyorum. Ama her bir ara sokak, beni kendisine çekiyor, bir ara sokaktan diğerine Cadılar Bayramı dekorasyonlarının peşinden gidiyorum.
|
Tuğla evlere asılmış iskeletler |
|
Ölüler... ama eylem halindeler |
Şirin mi şirin, rengarenk boyalı, tek
sıra halindeki tuğla evlerin kapı önleri, balkabağından oyma kuru kafalar ile dolu. Yine evlerin
parmaklıkları ve pencereler, ölümü çağrıştıran örümcek ağları ile çevrilmiş. Bahçeler, dükkanlar, camekanlar ve posta kutuları, korku temalı dekorasyonlar ile süslenmiş.
|
Güzel bir sonbahar sokağının duygusunu bozan Amerikan bayrakları |
|
Oldukça milliyetçi bir yerleşim burası, politik yapısını hiç sevmiyorum |
Yan yana dizilmiş bu evlerin güzelliği kadar
evlerin önündeki kaldırımlara dizilmiş çınar ağaçları da ayrı bir güzel. Çınar ağaçlarının yaprakları, sonbaharın
pastel renklerinin tüm hüznünü taşıyor. Çınar ağaçlarının gövdelerinin ve
dallarının gölgeleri, evlere ve kaldırımlara düşmüş. Bu gölgelerle ortaya çıkan
görüntü de bir o kadar güzel... çınar ağaçlarının gölgelerinin içinden
geçiyorum.
|
Alçak ve rengarenk evler |
|
Evler, çınar ağaçlarının altında |
|
Bir sonbahar hüznü sokaklara hakim |
|
Hüzmeler, gölgeler ve dökülmüş yapraklar |
Spite adı verilen, eviyle meşhur bu küçük kent, yani sırf komşularına rahatsızlık
vermek için yapılmış daracık bir ev. Aslında yan yana dizilmiş evler arasında oldukça sevimli görünüyor ama bu küçüklükte bir yerde yaşamak nasıl bir duygu bilemiyorum.
|
Mavi ev, bir spite ev örneği, tamamen rahatsızlık vermek için inşa edilmiş |
|
...ama bir o kadar da güzel |
Potomac Nehri kıyısına iniyorum,
birçok balıkçı teknesi, deniz taksisi ve yelkenli var liman içinde. Martılar
uçuşuyor etrafta, içinde bulunduğum ortam bana Gerze'yi anımsatıyor.
|
Potomac Nehri |
|
Liman içindeki yelkenliler |
|
Fener mimarisinde restoranlar |
|
Limanın iplerle yapılmış korkuluklarından enstantaneler |
|
Vapurlar ve deniz taksileri |
|
Torpido fabrikası |
Sahilde
yürüyorum, bir torpido fabrikasını sanat galerisi yapmışlar. Dünyanın her
yerinden sanatçı ve zanaatkâra küçük bir dükkan verilmiş, herkes kendi atölyesinde, kendi zanaatını icra
ediyor. Bir kadın arkadaşın ismini atölyenin camında görünce Türkiyeli olduğunu fark edip içeri giriyorum.
Minyatür yapıyormuş, uzun uzun konuşma fırsatımız oluyor, yaptığı işler
gerçekten çok hoştu. Fabrika oldukça eski ve sanatsal bir bir binaydı, 53 tane farklı atölyeyi kapsıyormuş ama incelikli
bakma fırsatım olmuyor hepsine. Sanat ve zanaatın ortaya çıkardığı renkli işler, savaş teması olan tarihi bir torpido fabrikasına bambaşka bir ruh katmış.
|
Tarihte savaş temalı bir fabrikayken bambaşka bir ruha dönmüş |
|
Türkiyeli minyatür sanatçısı |
|
Savaş fabrikasından sanat galerisine |
Limanda yürürken bir kamyonette Meksika'nın meşhur yemeği taco satılıyordu, kamyonetin önüne atılmış bir masada, denizi izleyerek taco yiyorum. Tramvay tipi bir araç keşfedip biraz da bu küçük kenti onunla keşfetmek istiyorum. Meğerse Alexandria'nın meşhur King Street'inde ring yapan nostaljik bir araçmış bindiğim. Ara sokaklarda o kadar kaybolmuşum ki meşhur caddeyi kaçırmışım. Yürümekten de o kadar
yorulmuşum ki King Street boyunca yol almak bana dinlenme fırsatı veriyor. Bir yandan şoförün caddenin ve binaların tarihini anlatan sunumunu dinliyorum. Böylece yol boyunca görmek isteyeceğim noktaları keşfediyorum, tramvay caddenin sonuna geldiğinde tekrar dönecekken iniyorum ki bir de caddeyi yürüyerek göreyim diye.
Bir kadın görüyorum, siyah
kostümünün içinde çok hoş ve bir o kadar da hüzünlü, fotoğrafını
çekmek için izin istiyorum. Kadından ayrılıp arkamı döndüğümde bir dükkanın
camekanında gördüğüm kaynayan bir cadı kazanı, aklıma karnaval havasında, feminist
bir eylem biçimini getiriyor. Amerika'da neden
feministler, Cadılar Bayramı'nda, kent merkezlerine cadı kazanları
kurup ve başta Trump olmak üzere ataerkil zihniyet temsilcilerini bu kazanlarda
kaynatmıyor veya bu figürleri, dekorasyonlarda yaptıkları gibi ağaçlarda, binalarda sallandırmıyor? Kadınlar siyah cadı elbiselerini giyse, ellerine cadı süpürgelerini alsa ve meydanlara
çıkıp karnaval havasında bir eylem yapsa… Çok şahane olur diye düşünüyorum.
|
Sokakta hüzünlü bir cadı |
King Street’te çok güzel dükkanlar var, onların fotoğraflarını çekiyorum. Sonra bir bira bahçesinde oturup ayazda bir bira içiyorum. Etraf ayaz, biraz soğuk ama King Street’in keyfini çıkarıyorum. Sokağı limana kadar inip sonra tekrar tramvay benzeri araçla metroya kadar çıkıyorum.
|
King Street'teki butik dükkanlar |
|
Hepsi farklı bir renge boyanmış |
|
Özellikle günbatımı ışıklarında cadde çok hoş görünüyor |
|
Çınar ağaçlarının yaprakları tuğla evlerin yüzeylerinde |
|
Ayazda caddeye nazır içilen bir bira |
Karanlık çökünce Alexandria'dan Silver Spring'e geçiyorum metro ile. Yine Cadılar Bayramı kapsamında bir bira bahçesinde, Zombie yürüyüşü adlı bir etkinlik var. Bahçede, birkaç makyöz etkinliğe gelenlere makyaj yapıyor. Yetişkinler, kendi makyajlarını yapıp gelmişler ama çocuklar, makyaj ile korku teması yapılması konusunda oldukça istekli.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder