Washington DC'den metroya binip Alexandria'ya, Christmas dekorasyonlarını görmek için gidiyorum. Alexandria'ya ruhunu veren King Street boyunca aşağı yürürken ara sokaklara dalıyorum. Binalarda, kapılarda, balkonlarda kırmızı kurdeleler, çelenkler ve küçük maskotlar... Bu kentin mimarisine her türlü dekorasyon çok yakışıyor.
|
Tarihi evlerin dış yüzeylerindeki süslemeler |
|
Pencerelerde Noel temalı maskotlar |
|
Balkonlarda devasa fiyonklar |
|
Şişirilmiş ve rüzgarda hareket kazanan figürler |
|
Bahçelerde masal dekorasyonları |
Etnografik müze benzeri eski ahşap bir yapı çıkıyor karşıma, bahçesi de ilginç. Ahşap yapı kapalı ama bahçesi vakit geçirmeye oldukça müsait. Demir süslemeli sandalyelerde oturuyorum, bu güzel bahçede güneş ışıklarının altında meditasyon yapıyorum. Bedenim ve zihnim sessizliğin içinde yıkanıyor.
|
Kapıyı sarıp sarmalayan hüzün |
|
Doğanın minimal dokunuşları |
|
Meditasyon yaptığım bahçe |
Sokağa tekrar çıktığımda, Noel Baba, Noel Baba'nın örme çorapları, şapkası, bastonu, kar tanecikleri, kardan adamlar, Christmas ağacı gibi küçük maskotlarla süslenmiş pencereler ve kapılar görüyorum. Evler, neon ışıklarıyla sarılmış. Elinde üflemeli müzik aletleriyle melek heykelleri, İsa'nın doğuşunu müjdeleyen...
|
Pencerelerdeki minik objeler |
|
İsa'nın doğumunu müjdeleyen melekler |
|
Tarihi evlerin ve süslemelerin birbirini tamamlayan hikayesi |
|
Mimariye yerleştirilmiş bir geyik |
Ara sokaklardan Potomac Nehri kıyısına iniyorum. Önünden geçtiğim evler... farklı renkler ve farklı ruhlarda.
|
Lila ve kırmızının güzelliği |
|
Amerikan mimari tarihinde cumbalar |
|
Genelde mimari malzeme tuğla |
|
Ahşap kepenklerin güzelliği |
|
Sonbaharın çıplak ağaçları başka bir derinlik katıyor kente |
|
Çıplak ağaçların evlerin yüzüne düşen gölgeleri |
Nehir kıyısı yine çok renkli, tekneler, vapurlar, ağaçlar... Nehrin karşı kıyısında nehre yansımalarıyla Kennedy Center. Güneşli ama ayaz bir gün. İnsanlar da güneşlenmek için sandalye atmış, bazıları da turatıyor. Nehir kıyısında dolaşmaktan oldukça hoşlanıyorum. Işık, küçük kentin buz mavisi nehirdeki dinginliği, beni de sağaltıyor.
|
Kış güneşinde Potamac Nehri kıyısında güneşlenen bir kadın |
|
Nehrin üstünde buz rengi bir pus |
|
Nehir taksileri |
|
Güneşli bir günün keyfini çıkaran bir martı |
|
Liman içinde fener mimarili bir restoran |
|
Güzel bir günde benim de keyfime diyecek yok |
|
Nehrin üstündeki bazı ayrıntılar tablo gibi |
|
Ağacın yansıması ve nehirde bir ördeğin hareketi |
|
Yine bir tablo gibi sevdiğim bir an Alexandria limanına dair |
|
Uzaklarda, huzur veren bir ev |
|
Yakınlarda, huzur veren iki yelkenli direği ve yansımaları |
King Street'teki bir bira bahçesine yürüyorum. Butik dükkanların rengarenk ruhunu hissederek.
|
King Street'in renkli butik dükkanları |
|
King Street'te bir mural |
|
King Street |
Havanın kararmasını bira bahçesinde bekliyorum. Kenti bir de karanlıkta Christmas ışıklarıyla görmek istiyorum. Belediye binasının önünde ve nehir kıyısına büyük Noel ağaçları ışıklandırılmış. Gece Noel ruhunu çok da yakalayamıyorum. King Street'te bir tur atıp metroya binip Washington DC'ye dönüyorum.
|
Belediye bahçesindeki Noel ağacı |
|
Işıklandırılmış ağaçlar |
|
Noel olmasına rağmen Alexandria çok boş |
|
Süslenmiş dükkanlar |
|
Başka bir süsleme tarzı |
|
Işıklandırmayla oluşturulan derinlik şehrin derinliğini daha da arttırıyor |
|
Işıklar ve süslerle kente katılan başka bir ruh |
|
Karanlığın içinde gizemli bir loşluk |
Etrafta Christmas telaşı varken ve ben, bu telaşın neresinde yer alacağımı bilmezken Christmas'ın kültürel boyutunu öğrenmek için biraz da Washington DC'de zaman geçirmek istiyorum. İki gece evinde misafir olmak için Couchsurfing'ten davet gönderdiğim arkadaşlardan biri, Siyahi bir kadın arkadaş, Christmas'ta yalnız kalacağına üzüldüğünü ve beni seve seve ağırlayabileceğini söylüyor. Geç saatte, kırmızı hat üzerindeki Wheaton istasyonunda indiğimde, Siyahi nüfusun yaşadığı bir mahalleye geldiğimi anlıyorum. Evine geldiğim Angela, göçmen merkezinde mülteci kadınlara İngilizce öğretiyormuş. Yine yoksul, hayatta kalmaya çalışan Siyahi bir kadın hikayesi. Bu yoksulluğa rağmen kadınların evlerini açmak istemesi de çok hoş. Kadınlar, evlerini paylaşıyor ama yemeklerini çok fazla değil. Yanında yemeğini yapıp sana teklif etmeden yiyebiliyorlar. Kültürel olarak oldukça ilginç geliyor tabiki bu durum. Muhabbetimiz kısa zamanda tutuyor ve kaynaşıyoruz.
|
Evinde misafir olduğum Angela |
Bir sonraki gün zamanımı evde, Angela ile sanki ev arkadaşı gibi geçiriyorum, Christmas arifesinde, çoğunlukla Siyahilerin gittiği mahalle kilisesinde yapılacak olan bir jazz konserine davet ediyor beni Angela. Tam da aslında istediğim böylesine yerli Christmas etkinliklerine katılmak. Mahalle halkı, kilisede, birbirinin Christmas'ını kutluyor ve jazz konseri başlıyor. Siyahilerin doldurduğu bir kilise ortamında, dini konuşmalar ve biraz da dini melodilerin çalındığı bir kutlama oluyor. |
Kilisede jazz konseri |
Bizde Çingeneler, Trakya'da Çingenelerin içinde büyüdüğüm için çok iyi bilirim, nasıl 9/8'lik ritmi duyunca tutamazsa kendini, burada da Siyahiler, jazz/blues duyunca o bedenler hemen kıpır kıpır. Kilisede olmak falan da fark etmiyor.
Angela, konser sonrası beni arabasıyla Washington DC'ye götürüyor ve kurumsal binalardaki süslemeleri gösteriyor. Tüm devlet kurumları, bahçelerinde en az bir çam ağacı süslemiş. Şehirde ağaçlar ışıklandırılmış ve alışveriş merkezleri, çeşit çeşit dekorasyonlar hazırlamış.
|
Washington DC'deki parlamento binasının Noel ağacı |
|
Washington DC tren istasyonu |
|
Tren istasyonundaki Noel ağacı |
Angela beni botanik parkında bırakıyor. Gece jazz konseri var, Christmas etkinlikleri kapsamında. Farklı coğrafyalardan envai çeşit bitkinin içinde jazz müzik dinliyoruz.
Konser çıkışı şehir içindeki süslemelere baka baka yürüyorum. Tren istasyonları, metro istasyonları hepsi süslenmiş.
Gece yine arkadaşımın evine gidiyorum. Sabah birlikte yakınlardaki bir parkta yürüyüşe çıkıyoruz, muhabbetimiz o kadar sarıyor ki beni arabasıyla eve bırakıyor.
|
Wheaton'da bir parkta sabah gezintisi |
|
Göller buz tutmuş |
|
Siyahi arkadaşım Angela ile keyifli bir sabah |
Benim evde de biraz takılıyoruz. Jazz müzik açıp Angela'dan Jazz'ın en temel dans ritimlerini öğreniyorum. Ruhumdaki Çingene, yavaş yavaş bir Siyahi'ye dönüşüyor sanırım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder